Yazar: Çiğdem Haznedar
Yıllar önce, küçücük bir kız çocuğu iken, aklımızın yavaş yavaş ermeye başladığı dönemlerde duymaya başlamıştık annelerimizden "Okuyun, kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenin" nasihatlarını...
Artık, belki küçük bir kız çocuğu değiliz ama, bilinç altımıza o kadar güzel yerleştirildi ki "ayakta durabilmek" gerçeği... Bu sebeptendir ki, bugünkü portrede çizdiğimiz model, dünkü kız çocuğunun bugünkü "güçlü kadın" modelidir.
Kadınlar, yapıları gereği güçlüdürler, azimlidirler, kuvvetli hislere sahiptirler ve en önemlisi de bitip tükenmek bilmeyen sabır sahibidirler. Eğitim sürecini tamamlayan kendini yetiştiren bir kadın zaten var olan bu özellikleriyle birlikte her türlü GİRİŞİM e cesaret edebilecek yürektedir. Yeter ki GÜZEL BİR GELECEK için İLK ADIM ı atabilecek DOĞRU ZAMAN'ı bulabilsin.
Evet, bir kadın için girişimde bulunmadan, yani kariyerindeki ilk basamağa çııkmak için, atağını yapmadan önce en önemli unsur ZAMANDIR... Ve zaman, herşeyin ilacıdır girişimde bulunacak kadın için...
"Renklerin ve Zevklerin " kendisinin hizmetinde olduğunu bilen kadın, iş yaşamında bunu her türlü avantaja dönüşterebilecek kadar geniş açılıma sahiptir. "Doğal bir taş" ı bile, eline alıp o taş parçasından güzellikler ortaya çıkaran kadın, bunu piyasaya da her türlü sunmasını bilir. Üretim, pazarlama, satış alanında şaşkınlık yaratabilecek yeni bir "pazar" oluşumuna kadar gider ve kendine özgü o dik duruşuyla rekabete soktuğu ürünün sorgulanmasına dahi fırsat tanımaz. Çünkü; bir kadın girişimci hiç bir zaman elindeki ürünü pazarlamadan önceki haliyle görmez. Her kadın gibi, adımını atmadan önce, planlarını çoktan yapmıştır çünkü...
Tekrar eski günlere dönersek eğer, gerek tarihimizde, gerekse örf ve adetlerimizde, kadının yeri her zaman vardır ve var olmaya da devam edecektir. Prof. Dr. Aygün Atar, "Bugün Avrupa'nın bize sunmaya gayret ettiği kadın erkek eşitliği, aslında bizim milli kültürümüzün çok önemli taşlarıdır" diyerek kadının toplumdaki ve iş hayatındaki zaten var olan alt yapısını yinelemiştir.
Yapılan araştırmalarda, 1960'lı yıllardan bu yana kadın yöneticilerin sayısı dört katına çıktığın göstermektedir. Ama alınacak yol ve yapılacak gelecek için daha çoktur... Değişen ve gelişen sektörde her zaman yeni fikirlere, yeni girişimlere ihtiyaç vardır. Bu alanda Kadın Girişimcilere bugün geçmişe göre daha fazla görev düşmektedir.
Günümüzde artık ne istediğini bilen, kendi ayakları üzerinde durabilen kadın girişimcilerin sayısı artmaktadır. Özel yaşamında güzelliğine önem veren kadın artık iş hayatına bunu taşımıştır ve; "Güzel Kadın Güzel Kariyer" yapar imajını iş yaşamında kabul ettirmiştir.
Yıllar önce, küçücük bir kız çocuğu iken, aklımızın yavaş yavaş ermeye başladığı dönemlerde duymaya başlamıştık annelerimizden "Okuyun, kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenin" nasihatlarını...
Artık, belki küçük bir kız çocuğu değiliz ama, bilinç altımıza o kadar güzel yerleştirildi ki "ayakta durabilmek" gerçeği... Bu sebeptendir ki, bugünkü portrede çizdiğimiz model, dünkü kız çocuğunun bugünkü "güçlü kadın" modelidir.
Kadınlar, yapıları gereği güçlüdürler, azimlidirler, kuvvetli hislere sahiptirler ve en önemlisi de bitip tükenmek bilmeyen sabır sahibidirler. Eğitim sürecini tamamlayan kendini yetiştiren bir kadın zaten var olan bu özellikleriyle birlikte her türlü GİRİŞİM e cesaret edebilecek yürektedir. Yeter ki GÜZEL BİR GELECEK için İLK ADIM ı atabilecek DOĞRU ZAMAN'ı bulabilsin.
Evet, bir kadın için girişimde bulunmadan, yani kariyerindeki ilk basamağa çııkmak için, atağını yapmadan önce en önemli unsur ZAMANDIR... Ve zaman, herşeyin ilacıdır girişimde bulunacak kadın için...
"Renklerin ve Zevklerin " kendisinin hizmetinde olduğunu bilen kadın, iş yaşamında bunu her türlü avantaja dönüşterebilecek kadar geniş açılıma sahiptir. "Doğal bir taş" ı bile, eline alıp o taş parçasından güzellikler ortaya çıkaran kadın, bunu piyasaya da her türlü sunmasını bilir. Üretim, pazarlama, satış alanında şaşkınlık yaratabilecek yeni bir "pazar" oluşumuna kadar gider ve kendine özgü o dik duruşuyla rekabete soktuğu ürünün sorgulanmasına dahi fırsat tanımaz. Çünkü; bir kadın girişimci hiç bir zaman elindeki ürünü pazarlamadan önceki haliyle görmez. Her kadın gibi, adımını atmadan önce, planlarını çoktan yapmıştır çünkü...
Tekrar eski günlere dönersek eğer, gerek tarihimizde, gerekse örf ve adetlerimizde, kadının yeri her zaman vardır ve var olmaya da devam edecektir. Prof. Dr. Aygün Atar, "Bugün Avrupa'nın bize sunmaya gayret ettiği kadın erkek eşitliği, aslında bizim milli kültürümüzün çok önemli taşlarıdır" diyerek kadının toplumdaki ve iş hayatındaki zaten var olan alt yapısını yinelemiştir.
Yapılan araştırmalarda, 1960'lı yıllardan bu yana kadın yöneticilerin sayısı dört katına çıktığın göstermektedir. Ama alınacak yol ve yapılacak gelecek için daha çoktur... Değişen ve gelişen sektörde her zaman yeni fikirlere, yeni girişimlere ihtiyaç vardır. Bu alanda Kadın Girişimcilere bugün geçmişe göre daha fazla görev düşmektedir.
Günümüzde artık ne istediğini bilen, kendi ayakları üzerinde durabilen kadın girişimcilerin sayısı artmaktadır. Özel yaşamında güzelliğine önem veren kadın artık iş hayatına bunu taşımıştır ve; "Güzel Kadın Güzel Kariyer" yapar imajını iş yaşamında kabul ettirmiştir.